Konum,İzmir,Türkiye
filosofiacomtr
filosofiacomtr@gmail.com

Anakharsis – Atina’da Bir Türk Bilge

Filozoflar, felsefe ve felsefi yazılar.

anakharsis

Hayatı

Bu bölümde Antik Yunan’da bilge ilan edilen İskitli (Türk) Anakharsis’i tanıyacağız. İskitler geniş bir coğrafyada 1000 yıl varlığını sürdürmüş ön Türk devletler topluluğudur. İlerleyen aşmada Anakharsis’in kökenine daha yakından bakmaya çalışacağım.

Hayatı hakkında çok az şey biliyoruz ve bildiklerimizi Diogenes Laertius’tan öğreniyoruz. Anlatılanlara göre M.Ö 589 yılında Karadeniz’in kuzey sahillerinden Atina’ya çeşitli konularda bilgi edinmek için gelmiştir. Yunanistan’da dönemim koşullarına oldukça liberal kabul edilebilecek bir yapı vardı. Çeşitli kültürler ticaret aracılığı ile orada bir araya geliyordu. Bilgi etkileşim ile çoğaldığı için Yunan şehir devletlerinin ünü her geçen gün çoğalıyordu. Anakharsis gibi kral soyundan olan birinin bu durumdan haberdar olmaması düşünülemez.

Anakharsis İskit kralı Kaduidas‘ın kardeşidir; annesi de Yunanlıdır. O bu sebeple hem Yunan hem de İskit dilini konuşabiliyordu. Hayatı hakkında bildiklerimiz aşağı yukarı bunlar.

Anakharsis’in Kitabı

Yunanistan’da geçirdiği süre boyunca 800 satırlık bir eser yazmış. Eserinde Yunan günlük hayatı ve savaş ile töreler yer alıyormuş. Bu yönü ile onu bir tarihçi olarak kabul edebiliriz. Okuma yazma bilen birisi olduğu açıktır. Okumayı ve yazmayı İskit yurdunda mı öğrendi yoksa Atina’da birilerinden ders mi aldı bilinmiyor. Grekler İskitlere “Skythai” diyordu. Siyasi olarak zayıf oldukları dönemde Perslilerle ciddi savaşları oldu. Pers kralı Kirus komşu olarak güçlü bir Saka devleti istemiyordu; bunun için var gücü ile mücadele ediyordu. Hatta Kirus’un ölümü bile bu savaşlar sırasında olmuştu. Bu savaşları bitirmek için daha öncesinde meşhur Tomris hatuna evlilik teklifinde bulunmuş ve bu teklifi reddedilmiş. M.Ö 529 yılında gerçekleşen savaşta Tomris hatun galip gelmiş ve Kirus’un kafasını kesmiş. Bu Savaşı ve sonucunu kesin olarak bilebiliyoruz ancak Pers kralının ölüm şekli hakkında kesin bir bilgiye sahip değiliz. Onun yerine geçen oğlu Darius da İskitlerle savaşlara devam etti.

Bozkırda geçen göçebe bir hayatta kültürel etkinlikler kendilerine ne kadar yer bulabilirdi? Şaşırtıcı olsa da İskitlerin oldukça zengin bir kültürel yapıları vardı.

Sakalar geçimlerini hayvancılıkla sağlıyorlardı. Diğer Türk kavimlerinden farklı olarak arabalarda yaşıyorlardı. Hipokrat da arabaları hakkında bilgiler vermiştir. Arabalar daha kolay göç edebilmek için tercih ettikleri bir yöntem olmalıdır.

Kadını ve erkeği ile savaşçı bir millet ile karşı karşıya olduğumuz kesindir. Orduları daha çok atlı süvarilerden oluşuyordu. At üstünde yay kullanmaları ile meşhur olan bu Türk devleti sayısız savaşa girip çıkmıştır. Kadınların toplumda sahip oldukları konum Yunanistan’a göre çok ileridedir. Ordu ve devlet yöneten kadın liderleri vardır. Thales’in meşhur sözünü hatırlayalım: “Hayvan değil de insan olduğumdan, kadın değil de erkek olduğumdan ve barbar değil Yunanlı olduğumdan talihe minnet borçluyum.”

Yunanlılar kadının görevlerini çocuk doğurmak, ev işlerini yapmak ve erkeğin belirli ihtiyaçlarını gidermek olarak kabul ettiklerini belirtmek isterim. Türklerin bu konudaki tutumu ile onlarınki arasında en ufak bir benzerlik yoktur. Türk kültüründe köle müessesi bile kendine nerdeyse hiç yer bulamamıştır; Buna karşılık Yunanlılar köleci bir toplumdu. Yunanlılarda aşk bile kadın ile erkek arasında değil; erkek ile erkek arasında yaşanırdı. Savaşlarda birbirlerine olan bağlılıklarından dolayı oldukça başarılı olan ve bu sebeple oluşturulan meşhur eşcinseller birliği vardır.

Grek etkisindeki sakalar Zeus ve diğer tanrılara tapıyorlardı. Başka bölgelerde yaşayanlar arasında tek tanrılı olanlar da vardı. İskitlerde önemli kişileri mumyalama geleneği vardı. Kurgan (Tepe şeklinde mezarlar) Sibirya’dan Avrupa’ya kadar pek çok bölgede görülmüştür. Onların bedenlerine hayvan figürlü dövmeler yaptırdıkları da ortaya çıkmıştır.

M.Ö 4. ve 5. yüzyıllar Yunan etkisi İskitlerde yoğun olarak hissedilir. Bunda Anakharsis’in veya onun gibilerin katkıları olmamıştır denebilir mi?  Bilindiği gibi Anakharsis Atina’ya M.Ö 6. yüzyılda gitmiştir. Onun Yunan kültürünü kaleme alırken hangi dili tercih ettiğini bilmiyoruz; büyük bir ihtimalle Yunaca yazmış olmalıdır. Başka Yunan aydınlarının eserden bilgisi olduğuna göre bu böyle olmalıdır. Anlatımlara göre Yunanistan’da belli bir süre yaşadıktan sonra yurduna geri dönmüştür. Edindiği bilgelik yurdunda takdirle karşılandı mı; onu da birazdan göreceğiz.

Anakharsis Solon’la Arkadaş Oluyor

Atina’ya geldikten sonra Solon’u ziyaret etmek için evine gitmiş. Hizmetçisine kendini tanıttıktan sonra misafir olmak istediğini söylemiş. Hizmetçi durumu Solon’a iletince: “Git ona söyle; insanlar kendi ülkelerinden konuk olurlar.” demiş. Ankharsis cevap vermiş: “Kendi yurdumdayım ve ağırlanmaya hak kazandım.” Solon bu cevabın arkasında saklı olan zekayı fark etmiş ve onu kendisine en yakın dost ilan etmiş. Anlatılanlar bu şekilde…

Yunan kültürünü annesinden dolayı belirli bir oranda tanıdığı veya merak ettiği anlaşılmaktadır. Annesinin Yunanlı olması bilgeliğe olan sevgisini elbette izah etmez; meraklı bir kişilik ve zeka, onun yönünü Atina’ya çevirmesinin başlıca nedenleridir.

Yunan entelektüel çevresi ile ilişkileri var olmalıdır. Solon’u tanıdığına göre diğer bilgeleri de tanıdığını varsayabiliriz. Öte yandan Diogenes’in aktardığı mektuptan, Lidya kralı ile mektuplaştığını da biliyoruz. Thales, Bias, Pittakos ve Khilon gibilerle tanışmış olma ihtimali kuvvetlidir. 

Anakharsis bir gün Pythia’ya: “Kim benden daha bilgedir?” diye sormuş. O da: “Diyorum ki, Khenai’da Myson adında bir Oiteli doğdu; bu adamın senden daha uyanık bir kafası var.” şeklinde cevap vermiş. Kafasına bu kendisinden daha zeki adamı takmış ve araştırmaya karar vermiş. Myson’un yaşadığı köye gitmiş ve onu sabana kol takarken görmüş. “Şimdi saban zamanı değil ki Myson.” demiş. Myson: “Elbette; şimdi hazırlanma zamanı.” diyerek cevap vermiş. Bu hikayeden onun 7 bilgelerden kabul edilen Myson’u da tanıdığı anlaşılıyor.

Pythia: Delfi tapınağındaki gelecekten haber veren rahipler. Bu rahipler yoğun bir şekilde ziyaret edilirdi ve bu sayede farklı kişilerden birçok bilgi edinirlerdi. Bu bilgileri kullanarak kehanette bulunurlardı.

iskit devleri haritası

iskit devleti haritası

Resmin Kaynağı: https://www.tarihlisanat.com/iskitler-sanat-siyasi-sosyal-hayat/

Haritada da görülebileceği gibi, İskitler Anadolu coğrafyasına çok uzak bir devlet değildir. Onun Atina’ya komşu sayılabilecek topraklardan geldiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Sakalar Çin seddinden Tuna nehrine kadar olan bölgede nerede ise 1000 yıl varlıklarını sürdürmüşlerdir.

Anektot

Anakharsis Jean-Jacques Barthélemy tarafından 1788 yılında yayınlanan Travels of Anacharsis the Younger in Greece” (Genç Anakharsis’in Yunanistandaki seyahetleri) adlı kitaba da ilham olmuştur. Bu eser ilk tarihi romanlardan birisidir. Kitap yayınlandığı dönemde çok popüler hale gelmiş ve birçok dile tercüme edilmiştir. Eser Grek kültürünün sevilmesinde oldukça etkili olmuştur; hatta 19. yüzyılda Philhellenism (Grek kültürü aşkı) olarak adlandırılan entelektüel harekete sebep olmuştur. Bu hareket Yunanistan’ın Osmanlı İmparatorluğunun boyunduruğundan kurtulmasını da desteklemiştir.

Ölümü

Onun Yunan kültürünü Atina’da fazlaca benimsediği söylenir; hatta yurduna döndüğünde sırf bu yüzden ağabeyi tarafından bir av sırasında okla vurularak öldürüldüğü rivayet edilir. İskit sosyal hayatında Yunan tarzı değişiklikler yapmaya kalkışınca tepkileri üzerine çekmiş olmalıdır. Bir değişim vakitsiz olunca, öncülerine bedel ödetebilir.

Ölürken: “Yunanistan’da konuşmam sayesinde kurtuldum; kendi yurdumda kıskançlık yüzünden öldüm.” dediği nakledilir. Başkaları da Yunanistan’a has dini bir tören yaparken öldürüldüğünü iddia ederler. Bütün bunlar doğası gereği birer söylenceden ibarettir.

İskitler Türk’tür

Kurgan ve Balbal gibi Türk kültürüne ait öğeler onların %100 Türk olduğunu göstermektedir. Balbal, mezarın etrafına konan taşlara verilen isimdir. Bu taşlar kişinin öldürdüğü kişileri temsil eder ve ne kadar çoksa o kadar iyi kabul edilir. Etrafında fazla sayıda taş olan mezar orada yatan bir kahramana işaret eder. ‘Balbal’ kelimesine Orhun yazıtlarında rastlanmıştır. İskitler at sütünden yapılan bir içkiyi içerlerdi; bilindiği üzere bu içeceğin adı kımızdır ve Türklere aittir. Y-DNA araştırmalarına göre Sakalar kesinlikle Türk’tür. İskitlerle Hun’lular aslında aynı topluluktur. Bütün kültürel kalıntılar onların Türk olduğunu ortaya koymaktadır. Kadınlar toplumda önemli bir role sahiptir; hatta Tomris hatun gibi kadın liderler vardır. İskit dilinde 250 adet saf Türkçe fiil ve binlerce isim mevcuttur.

Türk Olduklarının Delilleri;

  • Kan Kardeşlik geleneği
  • Nazar Boncuğu geleneği
  • Şamanizm geleneği
  • Göktanrı inancı
  • Kurgan geleneği
  • Balbal geleneği
  • Tamga geleneği
  • Giysiler
  • Metal İşçiliği
  • Yaşadıkları ve yayıldıkları Coğrafya
  • Dil yapısı
  • 250 adet ortak fiil
  • Binlerce ortak isim
  • Toplumda kadının yeri
  • Yay kullanma becerileri
  • Ata binme becerileri
  • Atlı süvari geleneği

Onların Türk olduğunu ortaya koyan tarihçiler;

  • B. G. Niebuhr
  • A. D. Mordmann
  • O. Franke
  • E. H. Minns
  • M. Ebert
  • J. Junge
  • T. T. Rice
  • O. Süleymanov
  • E. Seyidof
  • M.T. Tarhan
  • Z. V. Togan
  • Prof. Dr. İlhami Durmuş
  • Kaşgarlı Mahmut

Anakharsis’in Sözleri

Üzüm bağı 3 tür salkım verir. Birincisi keyif, ikincisi sarhoşluk; üçüncüsü de tiksinti.

Yunanlılarda nasıl olup da sanat yarışmalarını sanatçı olmayanların karara bağladığına şaşıyorum.

İnsan sarhoşların rezilliklerini gözünün önüne getirirse, içkiyi bırakır.

Yunanlıların şiddet kullananlara karşı yasalar çıkarttıkları halde, birbirini döven atletleri onurlandırmalarına şaşıyorum.

Geminin kalınlığının dört parmak olduğunu öğrenince, gemideki yolcuların da ölümden ancak o kadar uzak olduklarını söyledi.

Zeytinyağı insanı delirten bir zehirdir çünkü atletler yağlandıktan sonra birbirlerine deli gibi saldırıyorlar.

“Nasıl olur; Yunanlar yalancılığı yasakladıkları halde, alışverişte açıkça yalan söylüyorlar.

Yunanlıların içmeye küçük kadehlerle başlayıp, doyduktan sonra büyük kadehlerle devam etmelerine şaşıyorum.

“Diline, boğazına, beline hâkim ol!

İskitlerde flüt var mı diye soruldu. Üzüm bağı da yok diye karşılık verdi.

Hangi geminin daha güvenli olduğu soruldu. Karaya çekilmiş olan dedi.

Yunanlılarda gördüğüm en acayip şey dağlarda dumanı bırakıp odunları kente getirmeleridir.

Yaşayanların mı yoksa ölülerin mi daha çok olduğu soruldu. “Ya deniz yolcuları?” dedi, “onları hangi bölüğe koyuyorsun?”

Atinalının biri İskitli diye onu kınadı. “Evet; yurdum benim yüzkaram, ama sen yurdunun yüzkarasısın” dedi.

İnsanlar için hem iyi hem kötü olan şey nedir, diye soruldu. “Dil” dedi.

İnsanın hiçbir işe yaramayan bir sürü dosttansa, çok değerli bir tek dostu olması daha iyidir.

Agorayı insanların birbirlerini kandırdıkları ve dolandırdıkları yerdir.

Bir şölende kendisine küstahlık eden delikanlıya şöyle dedi: “Bu genç yaşında şarabı kaldıramıyorsan, delikanlı, yaşlandığında artık suyu kaldırırsın.”

İcatları

  • Çömlekçi çarkı (çevirerek çamura şekil verilen tezgah)
  • Gemi çıpası

Kroisos’a Mektubu

Anakharsis’ten Kroisos’a
Yunanların yaşayış ve geleneklerini öğrenmek için Yunanistan’a gittim Lidya kralı. Altına gereksinmem yok, İskiteli’ne daha erdemli bir insan olarak dönmek bana yeter. Dolayısıyla Sardeis’e geliyorum, çünkü senin sevgini kazanmak benim için çok önemli.

Anakharsis Hakkında Değerlendirmem

Bir filozoftan çok bir bilge ile karşı karşıya olduğumuz açıktır. Bilgiye açlığı olan bir İskitli… Felsefe de aslında bilgelik sevgisi anlamına gelmiyor mu? Onun doğayı anlama gibi bir derdi var mıydı bilemiyoruz; ancak Solon’u tanıdığına göre Thales ve çalışmaları hakkında bilgisi olduğunu varsayabiliriz. Buradan yola çıkarak diğer bilgeleri de tanıdığını kabul edebiliriz. Onun daha çok toplum eleştirileri yapan birisi olduğunu söyleyebilirim. Bunun yanı sıra iki önemli icadın ona atfedildiğini de yazmıştım. Aydınlanmaya kendince bit katkısı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. 

Bazı insanların doğası gereği bilmeye karşı daha istekli olduklarını görebiliyoruz. Anakharsis açık sözlülüğü ile biliniyordu. Bu özelliğinin Yunanistan’da “İskit tarzı konuşma” deyiminin doğmasına sebep olduğu rivayet edilir. Alevi -Türk geleneğinde “Eline, beline, diline hakim ol.” sözünün ona ait olduğu anlaşılıyor. Onun adına heykeller dikildiği ve bunların üstünde  “Diline, boğazına, beline hâkim ol!” deyişinin yazılı olduğu söylenir. Onun öyküsünden farklı kültürlerin birbirini nasıl etkilediğini anlayabiliyoruz. Gemiciliğin ve denizciliğin nerede ise hiç olmadığı bir toplumdan geldiği için deniz yolcularını bile ölüden sayıyordu. Deniz yolculuklarını güvenilmez ve tehlikeli buluyordu. 

Onun da kendine göre bir ölçülülük anlayışının olduğunu görüyoruz. İçkide aşırıya kaçmayı hoş görmüyordu. Boks müsabakalarını da vahşet içerdikleri için takdir etmiyordu. 4 parmak kalınlığındaki gövdenin nasıl olup da gemiyi suyun üstünde tuttuğuna anlam veremiyordu. Şaşırmak, hayret etmek ve merak etmek bilgelerin en önemli özellikleridir; onda da bu özelliğin var olduğunu görüyoruz. Her şeyi merak eden bir kişiliğe sahip olan Anakharsis’in yoğun gözlemler yaptığı söylenebilir. Olimpiyatları, şölenleri, günlük yaşamı, bilgeleri ve nerede ise erişebildiği her şeyi gözlemliyordu. 

Kalan değerlendirmeyi okurlara bırakıyorum. Türk bir bilgenin varlığından bile birçok kişinin eminim haberi yoktur. Diogenes Laertius’un onu da görmezden gelmeyip kayda alması takdire şayandır. Onun doğu toplumlarını ve Yunanistan dışındaki nerede ise tüm toplumları barbar diye andığını biliyoruz. Hazır cevap bu Türk bilgesini 7 bilgeler arasında sayması, Kuzey kavimlerine karşı daha toleranslı olduğunu gösterebilir. Belki de bizim bilmediğimiz ancak onun bildiği başka şeyler de vardı. Sokrates’in de ondan haberdar olduğuna dair aktarımlar vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunu da oku
Pherekydes'in Hayatı Pherekydes (Ferekides) milattan önce 6. yüzyılda Syros (Siros) adasında yaşamış Yunanlı bir bilge veya filozoftur. Filozof olup olmadığını…
Cresta Posts Box by CP