Konum,İzmir,Türkiye
filosofiacomtr
filosofiacomtr@gmail.com

KHİLON Hayatı, Felsefesi Ve Sözleri

Filozoflar, felsefe ve felsefi yazılar.

spartalı khilon

Khilon Hayatı

7 bilgelerden sayılan Sparta kökenli Khilon tanımaya değer tarihi şahsiyetlerden birisidir. Doğum tarihi net olmamakla birlikte Tiran Periandros’a yazdığı iddia edilen bir mektup vardır. Bu durumda onun da diğer bilgeler gibi yaklaşık milattan önce 600’lerde yaşadığı kabul edilmelidir. Babasının adı Damagetas’tır. Khilon’un her yıl seçilen 5 barış yargıcından (ephor) birisi olduğunu anlıyoruz. Ephorlar kralın emirlerine uyacaklarına ve kral da yasalara uyacağına dair yemin ederdi. Ephor’ların yönetimde çok etkili olduklarını ve bunu ilk önerenin Khilon olduğunu Diogenes Laertius’tan öğreniyoruz.

1 . Leonidas Termopylae muharebesinde yanına orduyu alamamıştır ve bazı tarihçilere göre bu Ephor’ların kararıdır. Başka bazı tarihçiler ise; onu bu savaşa Ephor’ların gönderdiğini söylerler. Sparta kralı Leonidas bu 1. Serhas komutasındaki Pers kuvvetleri ile 3 gün süren bir savaşa girişmiştir. Grek ordularının stratejisi Termopylae geçidini ve Artemision boğazını tutmaktı. M.Ö 480 yılında 7000 kişilik Grek ordusu kuzeye doğru yürüyüşe geçti. Karşılarında rivayetlere göre 1 milyondan daha fazla kişiden oluşan Pers ordusu vardı. Bu sayı modern tarihçilere göre 100.000 ile 300.000 kişi arasındadır. Savaşın 2.gününde Epialtes adında bölgeden birisi Perslere Grek hatlarının gerisine çıkan bir geçidi göstererek ihanet etmiştir.

Leonidas 300 Spartalı, 400 Tebaili, 700 Therpianlı ve birkaç yüz savaşçı ile geçitte kalmış. Grek ordusunun önemli bir kısmını geri gönderen Leonidas büyük bir mücadelenin sonunda hayatını kaybetmiştir. Salamis deniz muharebesinde Perslilerin bozguna uğratılmasına kadar birçok Yunan şehri yağmalanmıştır. Bütün bunlar 2. Pers istilasının sonlarına doğru oluyordu.

Frank Miller’in grafik romanından uyarlanan ve 2006 yılında vizyona giren 300 Spartalı filminde kral 1. Leonidas’ı Gerard Butler oynamıştı. Perslileri ele alışı bakımından özellikle İran tarafından yoğun eleştiriler de alan film dünyada oldukça fazla sayıda beğeni toplamıştı. Zack Snyder’ın yönettiği film İMDB sitesinde 7.6 gibi oldukça iyi bir değerlendirmeye sahiptir.

Sparta Yunan Şehir Devleti

Sparta şehir devleri antik Yunan uygarlığının silahı gücü konumunda olan bir devletti. Perslilere karşı savaşlarda oldukça faydalı olan bu güç; söz konusu Atina-Sparta savaşları olduğunda büyük bir belaya dönüşüyordu. Atina’nın güçlü bir donanması vardı ve Sparta bu açığını kapatmaya çalışıyordu. Bütün bunlara karşılık birleşik Yunan ordusunun en etkili kara kuvveti olarak anıldılar. Meşhur Peloponez savaşında Atina ve Sparta karşı karşıya geldi ve bu çarpışmalardan Sparta galip çıktı.

Sparta milattan önce 9. yüz yılda bölgede 4 köyün birleşmesi ile kurulmuştur. Zamanla Eurotas ve Messinia gibi zengin bölgeler de Sparta’lıların eline geçti. Lykurgos devletin çeşitli kurumlarını oluşturdu ve bu arada anayasa ilan edildi. Lakedaimonların şehri eşit haklara sahip vatandaşlardan oluşuyordu. Lakedaimon onların kendileri için kullandıkları ve atalarına atıf yapan bir kelimedir. Ordu iki kral tarafından idare ediliyordu ve siyasal yaşam Gerusialar’ın elindeydi. Argos’a karşı savaşta mağlup olunca parlak dönemleri bitti ve kendini korumaya alan daha katı bir devlet yapısı ortaya çıktı. Khilon’da amacını Sparta’yı korumak yönünde belirledi. 

Sparta devletinde doğal olarak her erkek askerdi. Kadınlar da asker yetiştiren birer anne… Erkeklerin anneleri ile birlikte geçirebildikleri süre 6 yıldı. 6 yaşına gelen çocuklar yönetim tarafından alınıp birer asker olarak yetiştiriliyordu. Askerlik görevi bir erkek 60 yaşına gelene kadar sürüyordu. 60 yaşına kadar yaşamayı başarabilenler artık devletin idaresinde söz sahibi oluyordu. Dünyadaki eşsiz karar alma mekanizmalarından birisi de şüphesiz Sparta’daydı. Kararların alındığı mecliste kararlar topluluğun çıkardığı sese göre veriliyordu. Aka uygarlığı soyundan gelen 30.000 civarında Periyekler adı verilen bir sınıf daha vardı. Bunlar idarede söz sahibi olamazlardı. Bir spartalı ile evlenmeleri mümkün değildi. Askerlik gibi en önemli mesleği de icra etme hakları yoktu. Bunlar tarım, ticaret ve zanaat ile uğraşıp vergi vermekle yükümlüydü. Aralarından sivrilme ihtimali olanlar Krypti adlı örgüt tarafından pusuya düşürülüp öldürülürdü.

Kısa bir tarih bilgisinden sonra Khilon’a geri dönelim. O şöhretini bir ada ile ilgili öngörüsüne borçluydu. Efsanelere konu olan Kythera adasını inceleyip doğası hakkında bilgi sahibi oldu.  Bundan sonra da keşke hiç olmasaydı yada batsaydı dedi ve nitekim dediği gibi de oldu. Bu ada Sparta’lılara hiç iyi gelmedi. Kserkes gemileri bu adada toplamadığı için Yunanistan alınamadı. Peloponnesos savaşında Atina buraya bir garnizon yerleştirdi ve Sparta’lılara büyük zararlar verdi. O akıllı bir adamdı ve bu adanın stratejik önemini kavramıştı. Bu konudaki tavsiyeleri belli ki dinlenmedi ve başlarına bu ada yüzünden oldukça ekşi şeyler geldi.

sparta haritası

Bilgeler hakkındaki anlatımlarda yer-yer efsanelerin ayak izlerine rastlamak mümkündür. Heredot aktarıyor: “Hippokrates Olympia’da kurban keserken kazanlar kendiliğinden kaynamaya başlar. Khilon ona evlenmemesini, evli ise karısını evden göndermesini ve varsa çocuklarını reddetmesini önerir.”

Bunu neye bir işaret olarak görüp böyle bir öğüt verdiği belirsizidir. Heredot’un abartılı anlatımlarından birisi ile karşı karşıya olduğumuz kesindir. Khilon yasalara aykırı hiçbir hareketinin olmadığını söylüyormuş. Tek bir hamlesinden şüphe içindeymiş. Bir arkadaşının davasında başka bir yargıcı arkadaşını aklamaya ikna etmiş. Aslında yasaya göre zaten sonucu belli olan bu davaya müdahale etme sebebi arkadaşını gözetmiş olarak görünmek istemesidir. Bu davayı mevcut yasalara göre sonuca bağlamıştır ve bu anlamda arkadaşının lehinde bir karar çıkması için konumunu kullanmamıştır.

Onun kendine has bir konuşma tarzı vardı. Kısa ve öz konuşurdu. Konuşması Khilon tarzı konuşma olarak ün yapmıştır. Onun ileri yaşlara ulaştığını anlıyoruz. Nitekim yaşlı iken oğlu yumruk dövüşlerinde birinci olmuştur. Olimpiyatlarda boks kategorisinde birinci olmak büyük bir şerefti. O buna çok sevindi ve oğlunu kucaklayarak kutlarken heyecandan ve yaşlılıktan dolayı öldü.

Diogenes Laertius’un Onun İçin Yazdığı Şiir

“Khilon’un oğlu yumruk dövüşünde yeşil yaban zeytinini

kazandığı için sana minnet borçluyum, ışıklı Polydeukes!

Babası oğlunu çelenk takarken görüp sevinçten öldüyse eğer,

bunda kızacak bir şey yok: benim ölümüm de böyle olsun.”

Khilon’un Sözleri

Kefil ol, al başına belayı.

Kardeşi daha önce olduğu gibi tekrar Ephor olamadığı için öfkelenmiş. Khilon: “Ben haksızlıklara katlanmayı biliyorum ama sen bilmiyorsun.” Şeklinde cevap vermiş.

Eğitimlilerle eğitimsizler arasında ne bakımdan fark vardır diye sorulmuş. İyi umut besleme bakımından şeklinde cevap vermiş.

Ne zordur diye sorulmuş. Sır saklamak, boş zamanı iyi kullanmak ve haksızlığa katlanabilmek şeklinde cevap vermiş.

Dilini tut! Özellikle de şölende.

Komşuların hakkında kötü konuşma; yoksa üzüleceğin şeyler duyarsın.

Kimseyi tehdit etme çünkü kadınca bir davranıştır.

Dostlarının mutsuzluğunda, mutluluğunda olduğundan daha hızlı koş.

Masraflı düğün yapma.

Ölünün arkasından kötü konuşma.

Yaşlılara saygılı ol.

Kendine bak.

Utanç verici kazançtansa, zarara uğramayı yeğle: çünkü zarar bir kez acı verir, öbürü ömür boyu.

Başkalarının talihsizliğine gülme.

Güç sahibi olduğunda yumuşak ol ki, yanındakiler korkudan çok saygı duysunlar.

Evini güzelce çekip çevirmeyi öğren.

Dilin aklının önünde koşmasın.

Öfkeni tut.

Kehanete düşman olma.

Olanaksızı isteme.

Yolda acele etme.

Konuşurken ellerini oynatma: çünkü bunu deliler yapar.

Yasalara boyun eğ.

Mutlaka dinlen.

Altın biley taşında denenir ve kesin sonuç verir; altının içinde iyi ve kötü adamın kafa yapısı ortaya çıkar.

Khilon’un Periandros’a Mektubu

Khilon’dan Periandros’a

Yabancı halklar üzerine bir seferden söz ediyorsun bana ve katılmak istediğini bildiriyorsun. Ne var ki ben, bir kral için yurtiçindeki durumunun bile sağlam olmadığını düşünürüm ve yurdunda kendi eceliyle ölen tiranı mutlu sayarım.

Khilon Hakkında Değerlendirmem

7 bilgelerin genellikle birer yasa koyucu olduğunu biliyoruz. Bunları,  toplumlarında önemli roller üstlenmiş,  üst sınıfa mensup insanlar olarak kabul etmek gerekir. Onun Sparta’da idarede oldukça etkili olduğu anlaşılıyor. Sparta’nın militer yapıda bir site olduğunu biliyoruz. Böyle bir toplumda aklı öncelemesi önemli bir şeydir. “Dilin aklının önünde koşmasın.” sözü militer yapıdaki bir toplumda söylenmiş önemli bir sözdür. Anlaşılan o ki o eğitime ve eğitimli olmaya da önem vermiş birisidir. Eğitimlilerle eğitimsizler arasında ne bakımdan fark vardır diye sorulmuş. İyi umut besleme bakımından şeklinde cevap vermiştir.

Onun iyi bir savaş stratejisti olduğu da aşikardır… Meşhur Kythera adası öngörüsü zaten onu meşhur eden olaydır. 7 bilgelere atfedilen özlü sözler felsefi olarak bir temele sahip miydi bunu bilemiyoruz. Bu insanlar hakkında çok az bilgimiz var. Hangi sözün hangisine ait olduğu bile tam olarak belli değildir. Ben ona atfedilen sözlerden yola çıkarak onun bir filozoftan çok bir bilge prototipi olduğunu kabul ediyorum. Khilon ve diğerlerinin toplumları için büyük işler yaptıkları bir gerçektir. Büyük işleri küçük insanların yapması beklenemez. Tüm bunlara karşılık, bilgelerin ayakları yere basan önemli tavsiyeleri bugün bile geçerliliğini korumaktadır. Ciddi bir gücü elinde bulunduranların hümanist tavsiyelerde (öğütlerde) bulunmaları şüphesiz ki takdir edilecek davranışlardır. Nice ruh hastası kral ve imparatorun tarihteki akıl almaz serüvenlerini biliyoruz.

Mektubundan tiranlıkla arasının pek de hoş olmadığını görebiliyoruz. Periandros’a Kendi eceli ile yurdunda ölen tiranı mutlu sayacağını bildiriyordu. Periandros sanırım bir mektupla ona yabancılar üzerine düzenlenecek bir sefere katılmak istediğini bildiriyordu. Khilon onun durumunun yurdunda bile pekiyi olmadığını bildiriyordu… Tiranlık yönetimini bu şekilde eleştiriyordu. Buna bir nevi siyaset felsefesi desek bir mahsuru olmasa gerek. İçeride tam olarak birlik ve beraberliği sağlayamamış bir tiranın dışarıdaki bir tehdidi bertaraf etmeye kalkışması anlamsız olurdu.

Onu anlatırken yani bir anlamda onun hakkında söylenenleri aktarırken dini motifleri nerede ise hiç kullanmadığımı fark etmişsinizdir. Bu bile başlı başına onun akla ne kadar önem verdiğini göstermez mi? Adını tarihe mitoloji ve din ile yazdırmamış; bilakis aklı ile başardığı şeylerle yazdırmış bir bilgeden bahsediyoruz. Felsefe rüzgarı henüz insanlara bu devirde ulaşmamış olsa da; öncü esintilerin hoş kokuları gönüllerde bir ferahlık oluşturmaya başlamış olsa gerek.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bunu da oku
Herakleitos'un Fragmanlarını mümkün olduğu kadar düz yazıya yaklaştırarak yayınlamak istedim. Anlamı bozmamaya azami gayret gösterdim. Anlamın bozulma ihtimalinin yüksek olduğu…
Cresta Posts Box by CP