
Pherekydes’in Hayatı
Pherekydes (Ferekides) milattan önce 6. yüzyılda Syros (Siros) adasında yaşamış Yunanlı bir bilge veya filozoftur. Filozof olup olmadığını okur yazının sonunda değerlendirecektir. Hayatı ve ölümü hakkında çok az bilgimiz vardır. Onun Pittakos’un öğrencisi olduğu söylenmektedir. Öğrenci – öğreten ilişkisi söz konusu olduğuna göre bir öğreti de söz konusu olmalıdır. Bu öğretinin mahiyetinin ne olduğu kesin değildir ancak onun Tanrılar ve doğa üzerine bir eser yazdığı söylenmektedir. Buradan yola çıkarak onun doğa üzerine akıl yürüttüğünü söylemek mümkündür.
Pherekydes’in Thales ve Pisagor’a öğretmenlik yaptığı da söylenenler arasındadır. Bu ilginç bilgenin düşüncelerinin Rönesans’ta etkili olduğu da söylenenler arasındadır. Ona verilen değerin Thales ve Pisagor gibi filozoflara hocalık yapmış olmasından ileri gelmesi muhtemeldir. Yaşadığı garip olaylarla gündeme gelmesine karşılık, Rönesans’ta felsefenin kökenlerine yerleştirilmesi başka garip bir olaydır. Belki de bizim bilmediğimiz ancak daha öncekilerin bildiği bazı şeyler vardı.
Ünlü ressam Giorgione Thales, Pherekydes ve Pisagor’u aynı tabloda birlikte resmetmiştir. Anlaşılan o ki onları felsefenin kurucuları olarak görmekteydi. Giorgione hakkında daçok az bilgiye sahibiz. Onun da gizemli bir kişiliği vardır. Erişilmez şiirselliğe sahip toplam 6 eserin ona it olduğu kabul edilir. 1477 – 1510 yılları arasında Venedik’te yaşadığı bilinmektedir. Giorgione için kariyerindeki dönüm noktası 1500 yılında Leonardo da Vinci ile tanışmasıdır. Henüz 23 yaşında iken çok önemli isimlerin portrelerini çizmek için seçilmiş bir ressamdan söz ediyoruz. 3 filozof tablosunun ona ait olup olmadığı ve gerçekten bu 3 filozofu betimleyip betimlemediği ile ilgili tartışmalar vardır.
Onu Rönesans döneminde Suriyeli sananlar olmuş; bunlardan birisi de Giorgione olsa gerek çünkü onu bir doğulu gibi resmetmiş. İsim benzerliğinden böyle bir yanlış anlaşılmanın doğmuş olabileceğini düşünüyorum. Suriyeli birinin Yunanistan’ın Syros adasında ne işi olabilir; bu da ayrı bir konu tabi.

üç filozof tablosu

Tahminen Davud olarak betimlenmiş oto portresi

laura

fırtına

uyuyan venüs

castelfranco madonnası
Resimlerin kaynağı: https://tr.wikipedia.org/wiki/Giorgione
Merak edenler ressamla ve resimleri ile ilgili daha detaylı bilgiye ulaşabilirler. Konumuz Ferikides olduğundan bu kadarı ile yetinmeyi uygun buldum.
Diogenes Laertius onun hakkında bazı bilgilere Theopompos’a ait “İnanılmaz Olaylar” adlı kitaptan ulaştığımızı aktarır. Şimdi ona atfedilen acayip olayları aktarmayı uygun buluyorum. Bilgelere kahinlik ve bilicilik atfedildiği bir gerçektir; bunlardan birisi de şüphesiz Ferekides’tir.
Ferikides’in Yaşadığı İnanılmaz Olaylar
1- Bir gün Samos’ta kıyıda geziniyormuş; rüzgarlı havada yelkeni açık vaziyette giden bir gemi görmüş ve bu gemi birazdan batar demiş. Nitekim gemi az sonra batmış.

sisam adası
2- Bir gün kuyunun birinden su içmiş ve 3 güne kalmaz deprem olur demiş. Dediği gibi 3 gün içinde deprem olmuş.
3- Messene’de Perilaos’un evine konuk olmuş. Perilaos’a ailenle birlikte burayı terk et demiş. Perliaos buna kulak asmamış ve Messene düşman tarafından ele geçirilmiş.

messene
4- Herakles’i rüyasında görmüş. Herakles ona Spartalılara altına da gümüşe de değer vermemelerini söylemiş. Aynı gece Herakles kralın rüyasına girmiş ve Ferekides’e boyun eğin demiş.

sparta haritası
5- Efes ile Magnesia arasında savaş çıkmıştı. O Efesin kazanması istiyormuş. Karşıdan gelen birini görmüş ve nereden geliyorsun diye sormuş. O da Efes’ten demiş. Ona beni Magnesia topraklarına sürükle ve savaşı Efesliler kazanınca beni buraya gömsünler demiş. Vasiyetim budur demiş. Efesli söylediklerini aynen aktarmış. Efesliler ertesi gün Magnesia’lıları gerçekten de yenmişler ve onu görkemli bir törenle gömmüşler.

magnesia
Pisagor onu ziyarete gelmiş ve halini hatrını sormuş. O da parmağını kapı deliğinden geçirip “tenimden belli.” demiş. Birazdan okuyacağımız mektubundan da anlaşılacağı üzere, kendi hastalığını başkalarına bulaştırmak istemediğini anlıyoruz. Parmağını göstermek sureti ile de kendisini ziyaret edenlerde kötü bir izlenim bırakmak istemediğini anlıyoruz. Onlarla gerçekten hastalığı yüzünden görüşmek istediğini bu şekilde kesinleştirmiş olmalıdır.
Ferekides’in Ölümü
Biraz önce onun nasıl öldüğünden bahsetmiştik ancak anlatılarda ona yakıştırılan farklı anlatımlar da vardır. Aristoksenos onun hastalandıktan sonra öldüğünü ve Pisagor’un onu Delos’ta gömdüğünü söyler. Başkaları bitlenerek öldüğünü söylerler. Bir başka anlatımda Delhoi’a giderken kendini Korykos dağından atmıştır. Görülebileceği gibi hakkında 4 ayrı ölüm senaryosu mevcuttur. Bilgeler hakkındaki bilgilerimiz çok sınırlıdır.
Ferekides’in Kitabı
Diogenes Laertius milattan sonra 2. yüz yılda yaşadığı bilinmektedir. Ferekides’in bir kitabının kendi zamanına kadar ulaştığını belirtmektedir. Kitabında başlangıcında şöyle yazdığını belirtir: “Zeus, Khronos ve Khthonie her zaman vardı; Khthonie’nin adı Toprak oldu, çünkü Zeus ona toprağı armağan etti.” Onun kitabı milattan sonra 2. yüz yıla eriştiği göz önünde bulundurulunca belki de Rönesans’a kadar bazı bölümleri erişmiş olabilir. Bu konuda herhangi bir bilgimiz yok. Diogenes kendi zamanına kadar korunmuş bir güneş saatinin Syros adasında bulunduğunu söyler. Güneş saati onun gök bilimi ile şu veya bu şekilde ilgili olduğunu gösterebilir. Pisagor ile tanışıyor olmaları ve Pisagor’un ona karşı bir muhabbetinin olması onun da felsefeden bihaber olmadığı sonucunu çıkarabilir. Hatta belki de gök bilimi ve matematik gibi alanlarda da çalışmaları olmuş olabilir.
Thales’e Mektubu
“Ecelin geldiğinde, dilerim rahat bir ölüme kavuşasın. Mektubunu aldığımda, bir hastalığa yakalanmıştım. Tepeden tırnağa bitlendim ve titremeyle karışık ateşler içindeydim. Böylece evdekilere beni gömdükten sonra mektubumu sana ulaştırmalarını vasiyet ettim. Öteki bilgelerle birlikte bu yazdıklarımı beğenirsen, böylece açıkla, yok eğer beğenmezsen, hiç ortaya çıkarma. Aslına bakarsan, benim hoşuma gitmedi. Olaylara ilişkin kesin doğrular yok, gerçeği bildiğimi de ileri sürmüyorum. Tanrılar üzerine araştırma yaparak ne kadarını çıkarırsan çıkarıyorsun; gerisi tahmine kalıyor, çünkü her şeyi üstü kapalı söyledim. Bu hastalığın pençesinde her gün daha çok tükeniyor, yanıma ne bir hekim ne de dostlarımı sokuyordum; kapının önünde durup nasıl olduğumu soranlara parmağımı kapı deliğinden geçirip ne kadar kötü durumda olduğumu gösterdim. Ve onlara ertesi gün gelip Pherekydes’in cenaze töreninde bulunmalarım söyledim.”
Okuyanlar da fark etmiştir; onun Thales’in de ilgili olduğu konularda düşündüğü ve yazdığı mektuptan anlaşılmaktadır. Diğer bilgelere de atıfta bulunduğunu görebiliyoruz. Epistemolojinin esintilerini sanırım herkes fark etmiştir. Olaylara ilişkin kesin bir bilgiye sahip olmadığını ve tanrılarla ilgili şeylerin birer tahminden ibaret olduğunu söylüyor. Ortaya attığı fikirlerin hakikate dair tahminler olabileceğini ancak bunların kesin birer gerçeklik olarak alınamayacağını da söylüyor.
Ferekidis Hakkında Değerlendirmem
Daha önce de dediğim gibi; Thales, Pisagor ve muhtemelen diğer bilgeleri tanıyan birisinin felsefeden tamamen bihaber olması imkansızdır. Doğa felsefesi, matematik, astronomi ve geometri gibi konularda çalışmaları var mı bilmiyoruz. Filozofların çoğu onun gibi eserlerine “Doğa Üzerine” adını vermiştir. Kitabın adı onun bize ulaşmayan felsefi bir eserinin olduğunu düşündürüyor. Tanrılar üzerine yazdığı müstakil bir eser mi vardı yoksa aynı kitabın farklı konuları mıydı bilmiyoruz. Bütün veriler onun aslında felsefe ile şu veya bu şekilde uğraştığı yönündeki şüpheleri arttırıyor.
Yaşadığı garip olaylar onun hakkında uydurulan efsaneler olsa gerektir. Belki de filozoflar felsefeye ve kendilerine bir yer edinebilmek için böyle efsaneleri birer araç olarak kullanmışlardır. Efsanelerden aklın keşfine giden yolda bazı bizim bugün anlayamayacağımız şeyler yaşanmış olabilir. Ne de olsa geniş kitleler felsefe denen şeyin ne olduğunu bilmiyordu. Aristo’nun bir konuşmada olması gerekenleri sıraladığı bir bölüm vardır. İyi bir konuşmada konuşmacı, konuşma ve konu üçü birlikte önemlidir. Belki de felsefeyi parlatmak için öncelikle filozofları parlatmak gerekiyordu.
Onun bir çeşit imgelem gücüne sahip olduğu söylenebilir. Olacak şeyleri bir şekilde önceden bilme o zamanlar bilicilik olarak adlandırılıyordu. Onun da bir bilici olduğu söylenebilir. Bazı ön görüleri belirli bilgilere dayanıyor olabilir. Messene’nin işgal edileceğini bilmesi bir siyasi ön görü olabilir mesela. Kuyudan su içip depremi bilmesi de o zamanlar o konuda sahip olduğu bir bilgiye dayanıyor olabilir. Geminin batacağını nasıl bildiği konusunda bir tahminde bulunmak istemiyorum. Havanın rüzgarlı oluşu ve geminin hareket şekli onda bu izlenimi uyandırmış olabilir. Rüyasında görüp de bildirdiği şeyler aslında birer siyasi-ekonomik etki ajanlığı olarak okunabilir. Bütün bunlar onun bilgeliği ile alakalı olabileceği gibi onun hakkında uydurulan efsaneler de olabilir. Daha önce de belirttiğim gibi; Ferikides hakkındaki değerlendirmeyi okurlara bırakıyorum.